İSLÂM VE SOSYALİZM - MÜŞİR HÜSEYİN KİDVAİ
Hintli bir Müslüman olan Müşir Hüseyin Kidvai bu çalışmasında İslam'ın sosyalist bir düzen taraftarı olduğunu ispatlamaya çalışıyor.
Giriş bölümünde İslam Devleti'nin sosyalizmin zirvesine ulaştığını iddia ediyor. İslam'ın tüm kanunlarının herkese karşı tarafsız bir şekilde uygulandığını dile getiriyor.
İslami idare biçiminde bürokrasiye yer verilmediği söyleniyor. Tefeciliğin yasaklanmasından ve zekat kurumundan bahsediliyor.
Modern sosyalizmin maddeci olduğunu; İslami sosyalizmin ise ahlaki olduğunu belirtiyor. Devamında ise Avrupa'nın maddeciliğin; Asya'nın ise ahlakiliğin beşiği olduğunu söylüyor.
İslami sosyalizmin anarşiyi teşvik etmediğini ve yasakladığını açıklıyor.
İslam'da Sosyalizm başlıklı bölüme Kur'an ayetleri ve hadislerle başlanıyor. Sadaka konusu işleniyor. İslam peygamberinin toplumda eşitlik ve kardeşliği sağlamaya yönelik çabalarından bahsediyor. Allah Resulü'nün güçlü bir devletin başında olmasına rağmen mütevazi hayatını sürdürdüğü belirtiliyor.
Dördüncü bölümde raşid halifeler döneminden bahsediliyor. Özellikle Hazreti Ömer'in sosyalizmi tam anlamıyla uyguladığı iddia ediliyor. Halifelerin hayatlarından kesitlere yer veriliyor. Beşinci bölümde de aynı konu işleniyor.
Sonraki bölümde Müslüman emperyalizmi başlığında İslam'ın fetih anlayışı açıklanıyor. Burada da sık sık Hazreti Ömer'in politikalarına vurgu yapılıyor.
İslam'ın insan kardeşliğini başaran tek din olduğu söyleniyor. İslam'ın sadece ruhani alanda değil toplumsal hayatta da söyleyecek sözü olduğu belirtiliyor. İslam'ın sınıfsız bir toplum düzeni öngördüğü; bir din adamları sınıfına bile yer verilmediği hatırlatılıyor.
Müslüman sosyalizminin bireysel mülkiyete karşı olmadığı söyleniyor.
Son bölümde halifeliğin Muaviye'ye geçmesiyle birlikte İslam sosyalizminin yıkılışı anlatılıyor. Yine de bu ilk dönem sosyalizminin etkisinin günümüze kadar sürdüğü; İslam toplumlarında bir sınıflaşmanın oluşmadığı dile getiriliyor.
Kitabın sonunda Müslümanlar'a uyarılar ve öneriler yapılıyor. Müslümanlar'ın materyalizmi maneviyatla, bilimi dinle harmanlamaları gerektiğini söylüyor. Batı'da kullanışlı ve Doğu'da iyi olan ne varsa alınıp yeni bir İslam medeniyeti kurulması gerektiğini dile getiriyor.
Sosyalizm açısından Allah Resulü ve Hazreti Ömer'in politikalarının dikkate alınması gerektiğine değiniyor.
Yazar kitabı 20. yüzyılın başlarında kaleme almış. Kitapta sık sık Jön Türkler'den ve meşrutiyetten övgüyle söz ediliyor. Yazar kitabın sonunda Türkler'in İslam aleminin hamisi olması gerektiğini söylüyor. Yazar sanki birkaç yıl sonra olacakları hisseder gibi, halifeliği olmayan bir Türk devletinin sıradanlaşacağını dile getiriyor.
Yazar kitapta iddialarını ispatlamaya çalışırken sık sık ayet ve hadislere başvuruyor.
Yorumlar
Yorum Gönder