Göçmen Meselesi

Son birkaç yıldır Suriyeli göçmen düşmanlığının zaman zaman hortlamasına alışkındık. Ama sanki son bir haftada kasıtlı bir şekilde nefret pompalandı ve dün malesef Sakarya'daki iğrenç olayla sarsıldık.
2011'de Suriye'de savaş başladığından beri dalgalar halinde ülkemize göç gerçekleşti. Suriyeli göçmen sayısı   3-4 milyon civarında.
Suriyeli göçmenler geldiğinden beri herhangi bir ciddi toplumsal problem yaşanmamasına rağmen belli bir kesim tarafından sürekli nefret tohumları ekilmeye çalışıldı. Müthiş bir dezenformasyon uygulandı. Doğru olmayan şeylerin öyle propagandası yapıldı ki kimse sorgulamadan kabullendi. İşte birkaçı: Suriyeliler 1200 Tl burs alıyor, bilmem ne kadar kira yardımı alıyor, üniversiteye sınavsız giriyor... YALAN!
Ülkedeki bütün kriminal vakalar Suriyelilere bağlandı. Birkaç soru soralım.

Türkiye göçmenler gelmeden önce suç oranının sıfıra yakın olduğu bir İskandinav ülkesi gibi miydi?
Özgecan'ı sözde milliyetçi bir yaratık katletmedi mi? Münevver Karabulut'u katleden cani elit(!) bir ailenin çocuğu değil miydi?
Tecavüz edilerek öldürülen bebeklerin faili Suriyeliler mi?
Bilezikleri için kadının ellerini bilekten kesen kaç Suriyeli gördünüz?
Şimdi tüm bu tecavüzcüler, bebek katilleri etnik olarak Türk olduğu için bütün Türklere mi mal edelim bu alçaklıkları?
Bir de yorum yapmaksızın iki istatistik verelim: Gurbette işlenen suç sayısı, sene 2014
(Nüfus sayıları eşit)
Almanya'daki Türkler 83.742 vaka
Türkiye'deki Suriyeliler 5.727 vaka.
2014-2017 yılları arasında Suriyeliler’in karıştıkları olaylar yüzde 1.32, Türkiye istatistiklerine göre üç kat daha düşük.
Rakamlar gösteriyorki Suriyeli göçmenlerin karıştığı kriminal vaka yok denecek kadar az.

Bir de kadınlar ve çocuklar kalsın erkekler gitsin savaşsın klişesi var. Yüz yıl önce cetvelle kurulan devletlerin insanlarından vatan ve bayrak hassasiyeti beklemek ne kadar mantıklıdır? İnsanların üzerine her gün kimyasal bombaların yağdığı, terör örgütlerinin cirit attığı, emperyalist güçlerin silah denemek için kullandığı bir coğrafyaya dönüp ne için kim için savaşacak bu insanlar?
Suriyeliler üzerinde şiddet uygulayarak Türk'ün gücünü gösterme rezaleti çıktı bir de son günlerde. Türk 6 yıldır kardeşlerine gösterdiği ensar ruhuyla gücünü ispat etmiştir. Kirletmeyin başka ihsan istemez. Tüm dünyayı yönetmekten, üç kıtaya hükmetmekten, dünyanın en üstün ırkı olduğunu söyleyip gelen mazluma kapı kapatalım demek mi büyüklük?
Bugün 'suriyeliler gitsin' diyerek sözün şehvetine kapılanlar dün İstanbul'daki, Ankara'daki Kürt kökenli vatandaşlarımıza düşmanlık besleyenlerdir. Biz ne Çanakkale'de savaşan Haleplileri unuttuk ne de Kurtuluş Savaşında dağlara kaçan yörükleri, İngiliz-Amerikan muhiplerini unuttuk. Savaştan kaçan yörüklerin torunları bugün Suriyeliler gitsin diyenlerdir.

Ülkemizde bugün Suriyeli problemi varsa bunun müsebbibi Suriyeliler değil; doğru düzgün bir göçmen politikası uygulamayan devlet, göçmenleri yarı fiyatına çalıştıran işveren ve ahırdan bozma evleri uçuk fiyatlara kiralayan ev sahipleridir.
Tecavüze uğradıktan sonra katledilen Suriyeli kadının ve başı taşla ezilerek öldürülen on aylık bebeğinin failleri klavye başında faşizm pompalayan siyasetçi bozuntusu ve sanatçı müsveddeleriyle birlikte 'suriyeliler gitsin' probagandası yapanlardır.
Fakat her ne yaparsanız yapın bu güzel ülkeyi sizin faşist gettonuz haline getirmenize izin vermeyeceğiz. Türk'üyle, Kürt'üyle, Arap'ıyla hep birlikte kardeşce yaşayacağız.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bernard Lewis - Bir Ortadoğu Tarihçisinin Notları

İsmail Lütfi Çakan - Ana Hatlarıyla Hadis

Roger Garaudy - Geleceğimizde İslam Var