Kayıtlar

Aralık, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

İRAN BAHARI MI EMPERYALİST ATEŞİ Mİ?

30 Aralık 2006... Saddam Hüseyin Kurban Bayramı arifesinde Şii milislerce idam edildi. Aralık 2010... Arap Baharı diye adlandırılacak halk hareketleri ilk olarak İran'da baş gösterdi. Fakat İran'da kısa sürede etkisini yitirip Arap coğrafyasına sıçradı. Tunus'ta Yasemin Devrimiyle başarıya ulaşan ayaklanmalar Libya, Mısır, Yemen gibi ülkelerde mevcut diktatörlükleri yıktığı halde başarıya ulaşamadı. Suriye'de ise süreç kanlı bir iç savaşa evrildi ve Esed rejimi İran'ın desteğiyle bir milyona yakın insanı katletti. Ortadoğu'daki ayaklanmaların başlamasından yedi yıl sonra yine bir Aralık ayında gösteriler başladığı yere İran'a döndü. Ekonomik nedenlerle başlayan protestolar rejim karşıtı gösterilere dönüştü. Muhalifler 'şah şah' sloganları atıyor. Peki şah dönemi İran nedir bunu inceleyelim. 1979 İslam devriminden önce İran ABD'nin bölgedeki en büyük müttefikiydi. Seküler-batıcı bir yapıya sahip olan rejim ABD için makul bir ortaktı. Ta ki İra

Mete Çubukçu - Bizim Filistin

Resim
Uzun yıllar işgal bölgesinde gazetecilik yapan Mete Çubukçu'nun bu kitabında Filistin meselesi konusunda 1948'den 2004'e yaşanan gelişmeler ele alınıyor. Solcu bir yazar olan Çubukçu'nun bu kitabı Filistin'e farklı bir zaviyeden bakmamızı sağlıyor. Eserde Filistin sorununun yanında Türkiye'nin Filistin'e bakış açısı da inceleniyor. Seksenlerden önce daha çok Türk solunun sahip çıktığı Filistin davasının İslami camia tarafından sahipleniş süreci anlatılıyor. Yazar kitabın hemen başında çözümün, sınırları net olarak çizilen, mültecilerin döndüğü başkenti Kudüs olan Filistin ve yine başkenti Kudüs olan İsrail ile mümkün olabileceğini söylüyor. Filistinliller'in Arap dünyasının en demokratik ve en gelişmiş ulusu olduklarını belirten yazar Arafat'ın Filistin davasının sembol ismi olduğunu dile getiriyor. Daha sonra 2000'de başlayan İkinci İntifada'yı ve gazeteci olarak şahit olduğu olayları aktarıyor. Filistin halkının dünyanın en gelişmiş ord

Anthony Burgess-Otomatik Portakal

Resim
Eser on beş yaşındaki Alex'in liderliğini yaptığı dört kişilik çetenin darp, hırsızlık, tecavüz gibi suçlarının anlatılmasıyla başlıyor. Arkadaşlarının Alex'in liderliğinden rahatsız olması onları kahramanımıza tuzak kurmaya yönlendiriyor. Alex yaşlı bir kadını öldürüyor ve arkadaşlarının ihanetiyle aynasızlara yakalanıyor. Alex suç hayatına hapiste de son hızıyla devam ediyor. Yine ortaklaşa işlenen bir cinayet Alex'in üzerinde kalıyor. Tüm bunlar yaşanırken güvenlik politikası uğruna özgürlükleri askıya alan hükümet tarafından Ludevico adında suçluları ıslah amacıyla bir program geliştiriliyor. Alex iki yıl süren hapis hayatının ardından özgür kalma uğruna programın içeriği hakkında bilgi sahibi olmadığı halde denek olmayı kabul ediyor ve felaketine doğru sürükleniyor. İki hafta sürecek olan program Alex'e  "bu iki hafta yerine 14 yıl daha hapiste kalsaydım" dedirtecek noktaya varıyor. Kahramanımıza şiddet içerikli filmler izletiliyor ve her yemekten

ZARRAB DAVASI

Zarrab davasıyla 17-25 Aralık operasyonlarının ABD güdümlü bir darbe girişimi olduğu bir kez daha ve bu kez kesin olarak tescillendi. ABD, on bin km öteden sınır komşusu olan Türkiye ve İran'ın aralarında ticaret yapmasını suç olarak nitelendiriyor ve iki ülkenin yetkilileri ağır suçlamalara maruz kalıyor. Birilerinin sandığı gibi ABD rüşveti ortaya çıkarıp Türkiye'ye adalet bahşetmiyor, İran'a olan ABD ambargosunu deldiği için Türkiye'yi cezalandırıyor. 2013 şartlarında bakanların yargı önüne çıkarılması devlet aygıtının altın tepside Fetö'ye sunulmasıyla aynı anlamı ifade ederdi. Fakat yargıda gerekli ayıklama yapıldıktan sonra adı geçen bakanların Yüce Divan'da yargılanması en sağlıklı yol olurdu. Asıl konumuz ise Fetö'nün ihanetinin gün yüzüne bir kez daha çıkması. Darbe yapıldığında askerler bunu bir şekilde halka açıklamaya çalışırlar. Anarşi ve terör ortamını bahane ederler. Ki 12 Eylül'den sonra Kenan Evren Taksim'deki meşhur mitinginde