ZARRAB DAVASI
Zarrab davasıyla 17-25 Aralık operasyonlarının ABD güdümlü bir darbe girişimi olduğu bir kez daha ve bu kez kesin olarak tescillendi. ABD, on bin km öteden sınır komşusu olan Türkiye ve İran'ın aralarında ticaret yapmasını suç olarak nitelendiriyor ve iki ülkenin yetkilileri ağır suçlamalara maruz kalıyor. Birilerinin sandığı gibi ABD rüşveti ortaya çıkarıp Türkiye'ye adalet bahşetmiyor, İran'a olan ABD ambargosunu deldiği için Türkiye'yi cezalandırıyor.
2013 şartlarında bakanların yargı önüne çıkarılması devlet aygıtının altın tepside Fetö'ye sunulmasıyla aynı anlamı ifade ederdi. Fakat yargıda gerekli ayıklama yapıldıktan sonra adı geçen bakanların Yüce Divan'da yargılanması en sağlıklı yol olurdu.
Asıl konumuz ise Fetö'nün ihanetinin gün yüzüne bir kez daha çıkması. Darbe yapıldığında askerler bunu bir şekilde halka açıklamaya çalışırlar. Anarşi ve terör ortamını bahane ederler. Ki 12 Eylül'den sonra Kenan Evren Taksim'deki meşhur mitinginde 'Eğer 12 Eylül harekatı yapılmasa ve onlar bu harekatı yapıp da muvaffak olsalardı bu meydanın ismi kızıl meydan olacaktı' diyordu. Hatta cuntacıların çoğu gerçekten kendilerinin ülkeye faydalı bir iş yaptıklarının zannındadırlar. Fakat Fetö'nün, Mit tırlarının durdurulup uluslararası medyaya Türkiye'nin Işid'e yardım ettiği algısını yaratması ve Zarrab davasının gösterdikleri alenen ihanettir ve tevile açık yönü yoktur. ABD'deki mahkeme süreci göstermektedir ki 17 Aralık operasyonları tamamen Amerikan çıkarları doğrultusunda yürütülmüştür. Asıl gayenin rüşvet ve yolsuzluğu önlemek değil Türkiye ile İran arasındaki ticareti sekteye uğratmak olduğu apaçık ortaya serilmiştir. O dönem olaya rüşvet ve yolsuzluk davası olarak bakanların hiç olmazsa bugün gerçekleri görmesi beklenirken yine malum çevrelerin etekleri zil çalıyor. Dakika dakika ABD'de görülen Zarrab davasını takip eden bu çevreler yine hükümetin yıkılması umuduyla yanıp tutuşuyor. Gezi Parkı olaylarında 'biraz daha dayanırsak AB hükümeti düşürecek' diyen, 15 Temmuz gecesi Bağdat caddesinde Fetöcü darbecileri İzmir marşı eşliğinde alkışlayan zihniyetin ABD'de görülen Zarrab davasının Türkiye'de hükümet düşürmesini beklemesine şaşırmamalıyız.
2013 şartlarında bakanların yargı önüne çıkarılması devlet aygıtının altın tepside Fetö'ye sunulmasıyla aynı anlamı ifade ederdi. Fakat yargıda gerekli ayıklama yapıldıktan sonra adı geçen bakanların Yüce Divan'da yargılanması en sağlıklı yol olurdu.
Asıl konumuz ise Fetö'nün ihanetinin gün yüzüne bir kez daha çıkması. Darbe yapıldığında askerler bunu bir şekilde halka açıklamaya çalışırlar. Anarşi ve terör ortamını bahane ederler. Ki 12 Eylül'den sonra Kenan Evren Taksim'deki meşhur mitinginde 'Eğer 12 Eylül harekatı yapılmasa ve onlar bu harekatı yapıp da muvaffak olsalardı bu meydanın ismi kızıl meydan olacaktı' diyordu. Hatta cuntacıların çoğu gerçekten kendilerinin ülkeye faydalı bir iş yaptıklarının zannındadırlar. Fakat Fetö'nün, Mit tırlarının durdurulup uluslararası medyaya Türkiye'nin Işid'e yardım ettiği algısını yaratması ve Zarrab davasının gösterdikleri alenen ihanettir ve tevile açık yönü yoktur. ABD'deki mahkeme süreci göstermektedir ki 17 Aralık operasyonları tamamen Amerikan çıkarları doğrultusunda yürütülmüştür. Asıl gayenin rüşvet ve yolsuzluğu önlemek değil Türkiye ile İran arasındaki ticareti sekteye uğratmak olduğu apaçık ortaya serilmiştir. O dönem olaya rüşvet ve yolsuzluk davası olarak bakanların hiç olmazsa bugün gerçekleri görmesi beklenirken yine malum çevrelerin etekleri zil çalıyor. Dakika dakika ABD'de görülen Zarrab davasını takip eden bu çevreler yine hükümetin yıkılması umuduyla yanıp tutuşuyor. Gezi Parkı olaylarında 'biraz daha dayanırsak AB hükümeti düşürecek' diyen, 15 Temmuz gecesi Bağdat caddesinde Fetöcü darbecileri İzmir marşı eşliğinde alkışlayan zihniyetin ABD'de görülen Zarrab davasının Türkiye'de hükümet düşürmesini beklemesine şaşırmamalıyız.
Yorumlar
Yorum Gönder