CEMİL MERİÇ - BU ÜLKE

Cemil Meriç denemelerden oluşan bu eserinde Batı Medeniyeti'ne karşı Doğu'nun müdafaasını yapıyor.
Doğu'nun düşünce adamları hakkında değerlendirmeler yapıyor. Sağ-sol çatışması gibi ideolojik konulara değiniyor.

Kitabın ilk bölümünde yazarın otobiyografisini görüyoruz. Burada Cemil Meriç'in fikir dünyasının gelişim ve değişimine tanıklık ediyoruz. Marksizm, Türkçülük gibi ideolojik deneyimlerinden ve Hint dünyasıyla tanışmasından bahsediyor.
Bu bölümde yazarın diğer eserlerinden kısa anekdotlara yer ayrılmış.
Esere başlanmadan önce Cemil Meriç kronolojisine yer veriliyor.
Yazar kavramlar hakkındaki düşüncelerini bir ya da birkaç sayfalık denemeler şeklinde okuyucuyla paylaşıyor.
Meriç ülkemizde toplumun sosyal sınıflara ayrılmadığını dolayısıyla sağcı-solcu gibi ayrımların herhangi bir manasının bulunmadığını iddia ediyor. Kendi gerçeğimizi Avrupa'nın kavramlarıyla değil kendi kelimelerimizle ifade etmemiz gerektiğini söylüyor.
Sonu -izm ile biten her şeyin Avrupa menşeli oldukları ve bize giydirilen deli gömleklerinden ibaret olduklarını dile getiriyor.
İdeolojilerin peşine takılanları pusulasızlıkla suçluyor.
Düşüncenin sınırsız bir şekilde hür olması gerektiğini ifade ediyor. Bütün ideolojileri tartışıp, ülkemizin kaderini onların ışığında ve tarihimizin mirasına dayanarak inşa etmemiz gerektiği fikrini okuyucuya aktarıyor.
Çağdaşlık kavramının Batı'nın tekelinde olmasını eleştiriyor. Batı tipi çağdaşlaşmanın Doğu için maskaralık manasına geldiğini dile getiriyor.
Dergi, kitap, roman üzerine değerlendirmeler yapıyor.

Kader inancının yükselen bir medeniyet için faydalı, çökmekte olan bir toplum içinse   insanları mücadeleden alıkoyan bir yönünün olduğunu belirtiyor.

İkinci bölümde Osmanlı ve son dönemi hakkında konuşuyor.
Aydınlarımızın Batı'nın iyi kötü tüm yönlerini ithal etmesini eleştiri konusu yapıyor.
İslam ve demokrasi üzerine görüşlerini paylaşıyor. İslam'da hürriyet ve eşitliğin felsefik kavramlar değil hukuki gerçeklik olduğunu dile getiriyor.
Allah'ın dışında bir otorite kabul edilemeyeceğini söylüyor. İslam'ın Batı'dakinden farklı bir ruh ikliminde gelişen farklı dayanakları olan bir demokrasi biçimi olduğunu iddia ediyor.
İrfan ve kültür ayrımı yapıyor. İrfan'ı Doğu'ya, kültürü Batı'ya has kavramlar olarak tasnif ediyor. İrfanı insanı insan yapan vasıfların bütünü olarak; kültürü ise Batı'nın kanlı eylemlerini gizlemeye yarayan bir şal olarak nitelendiriyor.
Batı'nın Hıristiyanlığa yönelttiği eleştirileri bizim aydınımızın İslamiyet'e yöneltmesini şiddetle eleştiriyor. Geri kalmışlığın mesuliyetinin İslam'a yüklenemeyeceğini ifade ediyor.
Avrupa gibi tarihi bir sınıf kavgasından ibaret olan bir toplum için dinin diğer bütün ideolojiler gibi afyon olduğunu söylüyor. Osmanlı için ise dinin şuur, sevgi, dayanışma olduğunu dile getiriyor.
Batı'da maddeciliğin bâtıl olan kilisenin egemenliğini kıran bir rol oynadığını, Osmanlı'da ise maddeciliğin kendi kendini tahribe sebep olduğunu açıklıyor. Sonuç olarak dinsizliğin Batı için ne kadar iyiyse, bizim için o kadar kötü olduğunu; onlar için ilerleyiş, bizim için çözülüş olduğunu ifade ediyor.
Daha sonra ideolojiler filozoflar ve birçok yazar üzerine konuşmalar yapıyor. Kapitalizm ve komünizmin Batı'nın iki çehresi olduğunu ve aynı kaynaktan beslendiklerini söylüyor.
Batı'dan pozitivizmin döküntüsünü alarak o konuda da yarım kaldığımızı belirtiyor. Avrupa insanının hiç değilse maddeler dünyasında zafer kazandığını, bizim o konuda dahi başarılı olamadığımızı dile getiriyor.
Son iki bölümde kısa farklı konular hakkında kaleme alınmış kısa denemeler yer alıyor.

Kitabın sonunda Kanaviçe başlığı altında eserdeki kavramlar, kişiler, olaylar hakkında okuyucuya bilgi veriliyor. Kitabı okurken sık sık bu bölüme bakmak gerekiyor. Ayrıca elimizde Osmanlıca bir sözlük olmadan kitabı anlayarak okumamız mümkün değil.

Cemil Meriç bu eserinde genel olarak Batı'nın maddecilik anlayışına karşı Doğu'nun maneviyatını müdafaa etmiş. Hayatını ilme adamış bir münevver olan Cemil Meriç'in eserleri her ne kadar anlaşılması güç de olsa okunmalı.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bernard Lewis - Bir Ortadoğu Tarihçisinin Notları

İsmail Lütfi Çakan - Ana Hatlarıyla Hadis

Roger Garaudy - Geleceğimizde İslam Var