Yakup Köse - Bir Çocuğun Gözünden 28 Şubat
Gazeteci Yakup Köse kaleme aldığı bu eserinde cezaevinde geçirdiğı yılları anlatıyor. Ön sözde kitabı yazış sürecini açıklıyor.
Antalya'da yaşayan Erzincanlı bir ailenin çocuğu olan Yakup, İmam Hatip Lisesi'nde okumaktadır. Bosna ve Çeçenistan'a dikkat çekmek amacıyla 1996 yılında Refah Partisi'nin düzenlediği bir mitinge katılır. Sonrasında ise azılı bir terör örgütü liderini yakalar gibi yapılan bir operasyonla 14 yaşındayken evinde gözaltına alınır. Suç delilleri bir dergi ve tesisatçı olan babasına ait bir borudur.
Gözaltında iken tehdit edilerek ve serbest bırakılacağı söylenerek imzalatılan ifadeyle 'Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Anayasal düzeni yıkmaya teşebbüsten' yargılanır. On dört (14) yaşında bir çocuktan bahsettiğimizi unutmayalım.
Anayasa ve kanunlar hiçe sayılarak ıslah evine gönderileceğine katillerle aynı koğuşa konulur. Cezaevinde inançlarından dolayı işkenceye maruz kalır.
Mahkeme günü gelir çatar. Aynı gün kamuoyunda 'Manisalı çocuklar' davası olarak bilinen solcu gençler de aynı hakimin önüne çıkacaktır. Manisalı çocuklar için sanatçılar, yazarlar ve bilumum entelektüeller seferber olmuştur fakat Yakuplar kimsesizdir. Hakim kararı verir: İDAM! Evet on dört (14) yaşındaki çocuk Bosna'ya destek mintingine katılmanın bedelini idam cezası alarak ödeyecektir. Neyseki on sekiz yaşından küçük olduğu akıllarına gelir de cezası müebbet hapis cezasına çevrilir.
Yakup bu süreçte birçok cezaevine sevk edilir. İşkenceye uğrar. Hayata Dönüş operasyonunda kolundan vurulur. Ailesiyle görüşmelerine sınırlamalar getirilir.
Cezaevinde günlerini okuma, ibadet ve sivil direnişle geçirir. 15 Temmuz şehidi Halil Kantarcı'dan Hayata Dönüş operasyonunda katledilen Hasan Meriç'e kadar birçok isimle cezaevinde tanışır.
2004 yılının koğuşunda kitabını okurken gardiyan tahliye edildiğini söyler ve Yakup'un Yusuf medresesindeki tedrisatı son bulur.
Yakup Köse kitapta cezaevinde gerçektirdikleri grevlerden, eylemlerden uzun uzun bahsediyor. Psikolojik mücadeleyi nasıl kazandığını samimi bir şekilde anlatıyor.
Halen hapishanede olan 28 Şubat mağduru arkadaşlarının mağduriyetlerini dile getiriyor. Kitapta cezaevindeki arkadaşlarıyla birlikte yer aldığı birçok fotoğrafı mevcut.
Kitabın sonunda gazeteci-yazarların Yakup Köse ile ilgili kaleme aldığı bazı yazılara yer verilmiş.
Antalya'da yaşayan Erzincanlı bir ailenin çocuğu olan Yakup, İmam Hatip Lisesi'nde okumaktadır. Bosna ve Çeçenistan'a dikkat çekmek amacıyla 1996 yılında Refah Partisi'nin düzenlediği bir mitinge katılır. Sonrasında ise azılı bir terör örgütü liderini yakalar gibi yapılan bir operasyonla 14 yaşındayken evinde gözaltına alınır. Suç delilleri bir dergi ve tesisatçı olan babasına ait bir borudur.
Gözaltında iken tehdit edilerek ve serbest bırakılacağı söylenerek imzalatılan ifadeyle 'Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Anayasal düzeni yıkmaya teşebbüsten' yargılanır. On dört (14) yaşında bir çocuktan bahsettiğimizi unutmayalım.
Anayasa ve kanunlar hiçe sayılarak ıslah evine gönderileceğine katillerle aynı koğuşa konulur. Cezaevinde inançlarından dolayı işkenceye maruz kalır.
Mahkeme günü gelir çatar. Aynı gün kamuoyunda 'Manisalı çocuklar' davası olarak bilinen solcu gençler de aynı hakimin önüne çıkacaktır. Manisalı çocuklar için sanatçılar, yazarlar ve bilumum entelektüeller seferber olmuştur fakat Yakuplar kimsesizdir. Hakim kararı verir: İDAM! Evet on dört (14) yaşındaki çocuk Bosna'ya destek mintingine katılmanın bedelini idam cezası alarak ödeyecektir. Neyseki on sekiz yaşından küçük olduğu akıllarına gelir de cezası müebbet hapis cezasına çevrilir.
Yakup bu süreçte birçok cezaevine sevk edilir. İşkenceye uğrar. Hayata Dönüş operasyonunda kolundan vurulur. Ailesiyle görüşmelerine sınırlamalar getirilir.
Cezaevinde günlerini okuma, ibadet ve sivil direnişle geçirir. 15 Temmuz şehidi Halil Kantarcı'dan Hayata Dönüş operasyonunda katledilen Hasan Meriç'e kadar birçok isimle cezaevinde tanışır.
2004 yılının koğuşunda kitabını okurken gardiyan tahliye edildiğini söyler ve Yakup'un Yusuf medresesindeki tedrisatı son bulur.
Yakup Köse kitapta cezaevinde gerçektirdikleri grevlerden, eylemlerden uzun uzun bahsediyor. Psikolojik mücadeleyi nasıl kazandığını samimi bir şekilde anlatıyor.
Halen hapishanede olan 28 Şubat mağduru arkadaşlarının mağduriyetlerini dile getiriyor. Kitapta cezaevindeki arkadaşlarıyla birlikte yer aldığı birçok fotoğrafı mevcut.
Kitabın sonunda gazeteci-yazarların Yakup Köse ile ilgili kaleme aldığı bazı yazılara yer verilmiş.
Yorumlar
Yorum Gönder