DEVLET BAHÇELİ

Devlet Bahçeli özellikle 2015 sonrasında ortaya koymuş olduğu tutumla Türkiye'nin terörle mücadelesinde büyük rol oynadı. Daha öncesinde de kritik meselelerde hep sorun çözücü bir yol izledi. 2002'de koalisyon ortağı olduğu dönemde erken seçim çağrısı yaparak ülkenin krizden çıkmasında öncü oldu. 2007'de meclisteki cumhurbaşkanlığı seçimi oylamalarına partisiyle katılarak 367 garabetine son verdi. Gezi Parkı olayları esnasında tabanını sokak olaylarından uzak tuttu. Pkk terörünün azıttığı 7 Haziran 2015 sonrası Chp'nin yapmış olduğu, Hdp destekli koalisyonda başbakanlık teklifini reddederek erken seçime giden yolu açtı ve istikarara katkı sağladı. Terörle mücadelede hükümete tam destek verdi. 15 Temmuz darbe girişimi esnasında ise seçilmiş iktidara verdiği açık destekle halkın darbeciler karşısında psikolojik üstünlüğü ele geçirmesine katkı sağladı. 2017'de yönetim sistemindeki değişikliğin halkın takdirine sunulması için hükümete mecliste gereken desteği sağladı.

Son günlerde Devlet Bahçeli'nin birtakım sağlık problemleri yaşadığı biliniyor. Sosyal medyada vücut bulan birtakım tevatürler üzerinden yapılan bazı yorumlar ise artık mide bulandırıcı seviyeye geldi. Fetöcülerin Bahçeli'ye besledikleri kini anlayabiliyorum. Çünkü Bahçeli, tekerlerine çomak soktu. Fakat ilginç olan durum kendini 'Atatürkçü' olarak tanımlayan kesimlerin, Pkk'lılardan daha şiddetli bir şekilde Bahçeli'yi hedef almalarıdır. Üstelik bahaneleri de birçok tezat içeriyor. Bahçeli'yi milliyetçiliği Ak Parti'ye payanda yapmakla itham ediyorlar. İnsan haliyle soruyor:

Ne yapsaydı birilerinin Atatürkçülüğü Pkk'ya payanda yaptığı gibi o da milliyetçiliği mi aynı çukura düşürseydi?

Tabanını terör örgütünün siyasî uzantısını meclise sokmak için Hdp'ye mi yönlendirseydi?

Sırf iktidar hırsını tatmin etmek için 6-7 Ekim'in failine övgüler mi dizseydi?

Eminim Bahçeli tüm bunları yapsaydı kendilerine 'Atatürkçü' diyenlerin hemen tamamından zerre tepki almazdı.
Devlet Bahçeli yirmi yılı aşan genel başkanlık döneminde siyaseten farklı yerlede konuşlanmış olabilir. Ama her konuşlandığı mevzide vatanın ve milletin selametini gözettiğine akl-ı selim olan herkes şahittir.

Bahçeli'nin siyasî kariyerinin özeti kendisinin de söylemiyle şundan ibarettir: "Önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben."

Allah Şâfî isminin hürmetine şifa nasip eylesin.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bernard Lewis - Bir Ortadoğu Tarihçisinin Notları

İsmail Lütfi Çakan - Ana Hatlarıyla Hadis

İLBER ORTAYLI - MUSTAFA KEMAL ATATÜRK