CENNETE OTOSTOP - ADEM ÖZKÖSE


Adem Özköse bu çalışmasında İslam'a sonradan giren farklı coğrafyadaki Müslümanlar'la yaptığı röportajlara yer veriyor. İngiltere'den Malezya'ya, Brezilya'dan Avustralya'ya birçok ülkeden insanın İslam'a giriş hikayesi kitapta yer alıyor.


Röportajlara baktığımızda sonradan İslam'a girenlerin çoğunun İslam'la müşerref olmadan önce manevi bir boşluk içerisinde olduklarını görüyoruz. Aynı şekilde kapitalist-modernist Batı sisteminin bireyci yaşam modeli de bu kişilerde rahatsızlık oluşturmuş. Hemen hepsi İslam'daki kardeşlik bilincine vurgu yapıyor.

Hıristiyanlık'tan geçenlerde tevhid inancının teslis inancına mantıki üstünlüğünün de etkilerini görmekteyiz. Özellikle İncil'den sonra Kur'an'la tanışanlar bunu daha güçlü bir şekilde dile getiriyor.

Üzücü olan şey ise Müslümanlar'ın İslam'a uygun hayat sürmediklerini gördüklerinde hayal kırıklığına uğramaları.

Röportaj yapılan kişilerin hemen tamamı İslam'a girdikten sonra kendileri davet çalışması yapmaya başlıyor.

Özellikle Batı medyasında İslam'a yönelik kara probagandadan rahatsızlıklarını ifade ediyorlar.

En çok dikkatimi çeken durum ise mühtedilerin Kur'an'ın hayatın her alanını kuşatmasından duydukları hoşnutluk. Batı ortaçağdan Reform'a dek ikilik sistemini tartıştı ve nihayetinde laiklikte karar kılarak Hıristiyanlığı kiliseye hapsetti. Geçen yüzyıllara rağmen mayanın tutmadığını görüyoruz. İnsanların inanç dünyasında olduğu gibi hayatın içerisinde de tevhid arayışı içinde olduklarına şahit oluyoruz. Müslümanlar da iki yüz yıldır aynı tartışmayı yaşıyor ve İslamı bireysel hayata hapsetme çabası eksilmeksizin devam ediyor. Modernistlerin Batı'nın tecrübesinde ibret alması gerekiyor.


Kitapta mühtedilerin fotoğraflarına da yer veriliyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bernard Lewis - Bir Ortadoğu Tarihçisinin Notları

İsmail Lütfi Çakan - Ana Hatlarıyla Hadis

Roger Garaudy - Geleceğimizde İslam Var