MEHMED SAİD HATİBOĞLU -

Eserde Peygamberimize Kur'an dışında vahiy gelip gelmediği konusu ele alınmış. Yazar takdim bölümünde hadis konusunun nasıl istismar edildiği konusunda kısa bilgiler verilmiş.


Giriş bölümünde gaybın anlamına dair bilgiler verilmiş. Kur'an'dan ayetlerle Allah Resulu'nun vahiyleri eksiksiz bildirdiği ve vahye eklemesinin olmadığı açıklanmış. Peygamberin vahyin dışında gaybi bilgi edinme imkanına sahip olmadığı söylenmiş. Daha sonra vahyin Kur'an-ı Kerim'den mi ibaret olduğu yoksa onun dışında da Peygamber'e verilmiş vahiyler olup olmadığı konu üç kısma ayrılarak incelenmiş.


İlk bölümde Kur'an-ı Kerim'de geçmişin gaybi haberleri konusu işlenmiş. Hazreti Musa ve Hazreti Yusuf kıssalarından örnekler verilmiş.


İkinci ve kitapta hacim bakımından asıl yeri işgal eden kısımda Hazreti Peygamber devri gayb haberleri ele alınmış. Birçok ayet verilerek Allah Resulu'nun risalet hayatı boyunca daima ilahi talimatla hareket ettiğini iddia eden çevreler eleştirilmiş. Peygamberin beşeri bir şekilde hareket ettiği; olaylar anlatılarak ispatlanmaya çalışılmış. Yazar Kur'an-ı Kerim dışında vahiy aramanın geçersiz olduğunu ifade etmiş. Peygamberimizin vefatından sonra Hazreti Peygamber'i yüceltmek adına Kur'an'a aykırı pek çok görüşün üretildiği ifade edilmiş. Bu bölümde Peygamber'in geleceği bilmediğinin ortaya çıktığı birçok misal verilmiş. Peygamberin zahire göre hüküm verdiği sırları bilenin ancak Allah olduğu belirtilmiş. Resulallah'ın şahit olmadığı şeyleri ancak Allah'ın bildirmesiyle bilebileceği hadisle açıklanmış.


Üçüncü ve son bölümde ise gelecekle ilgili gaybi haberler konusu ele alınmış. Hazreti Peygambere atfedilen gelecekle ilgili haberler bizzat Peygamber'in hadisiyle yalanlanmış: "Eğer ben gaybı bilseydim, elbette kendi lehime olacak her tedbiri alır, hiçbir sıkıntı ve keder yüzü de görmezdim."  Buna benzer birçok hadis okuyucuya sunulmuş. Hazreti Peygamber'in geleceği bildiği iddiasının  özellike sahabe ve tabiin dönemlerinden sonra ortaya atıldığı söylenmiş. Hazreti Peygamber'in gelecekte yaşanacak her şeyi anlattığına dair hadisin doğru olmadığı Peygamber'in vefatı sonrası çıkan fitne hareketleri örnek gösterilerek açıklanmış. Daha önce Allah Resulü'nden yaşanacakları ve doğruyu yanlışı öğrenen sahabe nasıl olup da çıkan savaşlarda farklı saflarda yer almıştır? Yaşanacak her şeyi bütün teferruatiyle Allah Resulü'nden öğrenen sahabe nasıl bu yanlış adımı atabilir?


Sonuç olarak yazar kitap ve sünnetten verdiği delillerle Kur'an-ı Kerim'de mevcut olmayan gelecekler ilgili haberlerin sahih saymamak gerektiğini belirtmiş.


Kitabın tamamında sık sık ayet ve hadislere yer verilmiş. Kitabın dili ağır gözükse de anlamını bilmediğim toplam birkaç kelimeye rastladım. Yazar kitabın başında belirttiği üzere Arapça kelimelerdeki d'leri t'ye, b'leri p'ye çevirme gereği duymamış. Ayrıca -mi soru ekinin ayrı yazılmasını estetik açısından doğru bulmadığı için ayrı yazmamış.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Bernard Lewis - Bir Ortadoğu Tarihçisinin Notları

Teoman Duralı - Omurgasızlaştırılmış Türklük

İsmail Lütfi Çakan - Ana Hatlarıyla Hadis