Kayıtlar

Kasım, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

TEKFİRDE AŞIRILIK - YUSUF EL-KARADAVÎ

Yazar bu eseri son dönemde İslam aleminde tekrar yükselişe geçen tekfircilik dalgası sonucu kendisine yöneltilen soruları yanıtlamak amacıyla kaleme almış. Önsözde Hasan El-Benna'nın "Kelimeyi şehadeti ikrar eden ve onu gereğiyle imam eden hiçbir Müslümanı bir görüş veya bir günah sebebiyle tekfir etmeyiz..." sözüne yer vermiş. Tekfirciliğin yükselişe geçmesinde: baskıcı yönetimlerin İslami yaşantıyı ve düşünceleri kısıtlaması sonucunda bilinçli ve şaffaf bir İslami hareketin ortaya çıkamaması, bazı grupların radikalleşmesi gibi durumların etkili olduğunu belirtmiş. Tekfircilik fitnesine kapılan gençlerin iyi niyetli olduğunu ve bu gençlerin kazanılması gerektiğini söylemiş. Daha sonra kendisine bu konu hakkında soru soran gençlerin mektuplarına yer vererek konuya giriş yapmış. Tekfirciliğin şiddetle değil fikirle yenilgiye uğratılacağı söylenmiş. Ardından tekfir edilmesi gereken kesimler verilmiş. Daha sonra Kur'an ve sünnete başvurularak konu sekiz bölümde ele alınm

İSLÂM VE SOSYALİZM - MÜŞİR HÜSEYİN KİDVAİ

Hintli bir Müslüman olan Müşir Hüseyin Kidvai bu çalışmasında İslam'ın sosyalist bir düzen taraftarı olduğunu ispatlamaya çalışıyor. Giriş bölümünde İslam Devleti'nin sosyalizmin zirvesine ulaştığını iddia ediyor. İslam'ın tüm kanunlarının herkese karşı tarafsız bir şekilde uygulandığını dile getiriyor. İslami idare biçiminde bürokrasiye yer verilmediği söyleniyor. Tefeciliğin yasaklanmasından ve zekat kurumundan bahsediliyor. Modern sosyalizmin maddeci olduğunu; İslami sosyalizmin ise ahlaki olduğunu belirtiyor. Devamında ise Avrupa'nın maddeciliğin; Asya'nın ise ahlakiliğin beşiği olduğunu söylüyor. İslami sosyalizmin anarşiyi teşvik etmediğini ve yasakladığını açıklıyor. İslam'da Sosyalizm başlıklı bölüme Kur'an ayetleri ve hadislerle başlanıyor. Sadaka konusu işleniyor. İslam peygamberinin toplumda eşitlik ve kardeşliği sağlamaya yönelik çabalarından bahsediyor. Allah Resulü'nün güçlü bir devletin başında olmasına rağmen mütevazi hayatını sürdürdüğü

İKTİSADÎ VE SİYASÎ DÜŞÜNCEDE AKIL - NİHAT ERGÜN

Nihat Ergün bu kitapta, siyasi ve iktisadi meselelere Hanifi-Maturudi çizginin yaklaşım tarzını ele alıyor. Giriş bölümünde ayetlerle birçok toplumsal, ekonomik ve siyasal konuya dair açıklamalar yapılıyor. Daha sonra Peygamber'in bu konulara yaklaşım tarzı ele alınıyor. Maturudi ekolün temelleri başlıklı bölümde bu akımın temellerini atan kişinin Hazreti Ömer olduğu anlatılıyor. Daha sonra Ebu Hanife'den bahsediliyor. Hazreti Peygamber döneminde Medine Anayasası'nın belli bir sistem oluşturduğu fakat daha sonra sahabeler dönemindeki kanlı iç savaşların Müslüman siyasi sisteminin oturtulamadığının göstergesi olduğu belirtiliyor. Bunun en önemli sebeplerinin ehliyet ve meşverete gereken önemin verilmemesi olduğu söyleniyor. Ehliyet konusuna Mekke'nin fethinden sonra Kabe'nin bakım işlerine müşrik bir ailenin atanması örnek gösteriliyor. Meşveret konusunda ise kaybedilen Uhud Savaşı'ndan bile sonra Peygambere ashabına danışmaya devam etmesi yönündeki vahiyler hatı

ROTAMIZ ALEM-Î İSLÂM - ADEM ÖZKÖSE

İslam coğrafyasının farklı mekanlarını gezip gözlem yapan gazeteci Adem Özköse çalışmasında bu bölgelerdeki izlenimlerini okuyucuya aktarmış. Kısa bir önsözden sonra gittiği coğrafyaları anlatmaya başlamış. Bölge hakkında tarihi bilgiler veriliyor. Nüfus, nüfusun etnik ve inanç dağılımı gibi istatiksel bilgiler okuyucuya aktarılıyor. Bölgenin yönetim biçimi, siyasi tarihi hakkında değerlendirmeler yapılıyor  Bölgenin tarihi mekanları ve varsa Osmanlı'dan kalma eserler hakkında detaylara yer veriliyor. Bölge Müslümanlarının bağımsızlık mücadeleleri ve günümüzde yaşadığı problemlerden bahsediliyor. Halkların Türkiye ilgili düşünceleri sorulup cevaplar alınıyor. Bölgeyi ziyaret etmek isteyenler için yolculuk, konaklama gibi konularda bilgiler veriliyor. Savaşın olduğu bölgelerde direniş komutanlarıyla yapılan röportajlar okuyucuya aktarılıyor. Ziyaret edilen coğrafyanın tarihinde önem arz eden kişiler hakkında bilgiler veriliyor. Kitabın sonunda okurlar için başka yazarların seyahatna

EVRENSEL VİCDANIN SESİ OLMAK - ATASOY MÜFTÜOĞLU

Yazar bu eserini 1998'de kaleme almış 2013'te yeni bir basımı yapılmış. Kitabı okurken bunu göz önünde tutmalıyız. Kitap yeni basım için yazılan bir ön sözle başlıyor. Sonrasında kitabın hacmine göre uzun sayılabilecek bir sunuş bölümü var. Kitaba modern uygarlığın değerlendirilmesiyle başlanıyor. Avrupa sömürgeciliğini meşrulaştırmak için üretilen tanımların Avrupalı olmayan toplumlar üzerinde baskı aracına dönüştüğü söyleniyor. Bu homojenleştirme faaliyetlerinin, farklılıkları göz ardı eden zihniyetin faşist bir yapıda olduğu dile getiriliyor. Hiçbir grup veya liderin kendi yorumunu, uygulamasını nihai bir yorum veya uygulama gibi dayatamayacağı söyleniyor. Düşünceyi yok etmeye çalışmanın insanlığı yok etmeye çalışmakla aynı anlama geldiği ifade ediliyor. Sistemin ideolojik denetim ve iktidar uğruna zaman zaman kendi oluşturduğu hukuku bile çiğneyebildiği belirtiliyor. Halkların eşitliğine saygı duyulmayan bir toplumda adaletin tesis edilemeyeceği söyleniyor. Yaşanabilir bir

YOLDAKİ MÜHENDİS - ABDULLAH GALİP BERGUSİ

Bu eser, Kuveyt'te doğup büyüyen Körfez Savaşı'yla birlikte Ürdün'e göçen Filistinli Abdullah Galip Bergusi'nin otobiyografik çalışması. Kitap birkaç önsözle başlıyor ayrıca bir de Türkçe önsöz mevcut. Kitap Bergusi'nin kızı Tâlâ'nın babasına sitem dolu mektubuyla başlıyor. Bergusi ise kızına cevap olarak hayat hikayesini anlatmaya başlıyor. Kuveyt'te doğan Bergusi, Birinci İntifada'da Filistin'deki akrabalarının şehit olmasına kadar Filistinli bir aileye mensup olduğunu bilmemektedir. Filistinli olduğunu öğrendikten sonra ise Filistin aşkıyla yanmaya başlar. Tablolara Filistin'in sembollerini kazımaya başlar. Bergusi judo, tekvando gibi sporlara meraklıdır. Kendisini ilerde Kassam'ın mühendis komutanına dönüştürecek teknoloji sevdası da yine küçük yaşlarda başlamıştır. Ürdün'de başarısız bir ticaret girişiminde sonra bir arkadaşıyla çalışmak için Kore'ye giden Bergusi burada hem bol miktarda para kazanıp hem de Korece öğrenir. Aynı z

CENNETE OTOSTOP - ADEM ÖZKÖSE

Adem Özköse bu çalışmasında İslam'a sonradan giren farklı coğrafyadaki Müslümanlar'la yaptığı röportajlara yer veriyor. İngiltere'den Malezya'ya, Brezilya'dan Avustralya'ya birçok ülkeden insanın İslam'a giriş hikayesi kitapta yer alıyor. Röportajlara baktığımızda sonradan İslam'a girenlerin çoğunun İslam'la müşerref olmadan önce manevi bir boşluk içerisinde olduklarını görüyoruz. Aynı şekilde kapitalist-modernist Batı sisteminin bireyci yaşam modeli de bu kişilerde rahatsızlık oluşturmuş. Hemen hepsi İslam'daki kardeşlik bilincine vurgu yapıyor. Hıristiyanlık'tan geçenlerde tevhid inancının teslis inancına mantıki üstünlüğünün de etkilerini görmekteyiz. Özellikle İncil'den sonra Kur'an'la tanışanlar bunu daha güçlü bir şekilde dile getiriyor. Üzücü olan şey ise Müslümanlar'ın İslam'a uygun hayat sürmediklerini gördüklerinde hayal kırıklığına uğramaları. Röportaj yapılan kişilerin hemen tamamı İslam'a girdikten sonra k

ÜÇ TARZ-I SİYASET - YUSUF AKÇURA

 Eser Yusuf Akçura'nın Mısır'da yayınlanan Türk gazetesine yazmış olduğu makalelerden ve ona cevaben yazılmış iki makaleden oluşuyor. Kitabın başında kısaca Akçura tanıtılıyor. Eser, Latince'ye aktarılmış orijinal metin ve günümüz Türkçesine uyarlanmış şekilde oluşturulmuş. Akçura makalelerde Osmanlı'nın eski gücüne kavuşabilmek için benimseyebileceği üç ana düşünce hakkında değerlendirmeler yapıyor. Osmanlıcılık, İslamcılık ve Türkçülük. Osmanlı milleti tasavvuru memleketteki Müslüman ve gayrimüslimlere aynı haklar ve siyasi yükümlülükler yüklemek suretiyle eşit vatandaşlık temelinde bir yapı meydan getirme amacında. Bu siyaset ilk olarak İkinci Mahmud döneminde uygulanıyor. Tanzimat Fermanı ve Kanun-ı Esasi de bu fikrin ürünleriydi. Akçura Osmanlı milleti teşkilini mevcut sınırları korumak için yegane çare olarak görüyor. Fakat Müslüman ve Osmanlı Türklerinin bu birleşmeye hakimiyetlerinim son bulacağı gerekçesiyle karşı çıktığını söylüyor. Gayrimüslimlerin de Osmanlı

HANGİNİZ MUHAMMED - R. İHSAN ELİAÇIK

 Yazar kitapta genel olarak Müslümanlar arasında tartışma konusu olan bazı rivayetler ve Kur'an'daki kıssalar hakkında değerlendirmelerde bulunuyor.   İlk bölümlerde Peygamberimiz'in Müslümanlar'a yabancılaştırılmasından yakınıyor.  Peygamberimiz'e atfedilen mucizelerin uydurma olduğunu ve bu uydurmaların İslam'ın güncelliğine zarar verdiğini söylüyor. Hilfu'l Fudul sözleşmesinden başlayıp Veda Hutbesi'ne dek Peygamberimiz'in adalet mücadelesini anlatıyor. Peygamberimiz'in okuma yazma bilip bilmediği konusunda bilinenin aksi yönündeki görüşlerini okuyucuya aktarıyor. Hadis konusunda modernistlerin alışılagelmiş itirazlarını sıraladıktan sonra hadislerden evrensel ahlaki öğüt içerenlerin güvenilir hadis olabileceği görüşünü dile getiriyor. Peygamberlerin Kur'an'da geçen kıssalarıyla ilgili açıklamalar yaptığı bölümde masal, menkıbe ve kıssa kavramlarını açıklayıp, ayetlerin, mucize denilen kıssaların günümüzde de yaşandığını söylüyor. Kıss